İNFERTİLİTE

İNFERTİLİTE

İnfertilite (Kısırlık) nedir?

35 yaşın altında bir çiftin 1 yıl 35 yaşın üzerinde bir çiftin ise 6 ay korunmadan düzenli ilişkiye rağmen gebe kalamama durumuna infertilite (kısırlık) denir. Daha önce hiç gebelik oluşmamışsa primer (birincil) infertilite, canlı doğum ile sonuçlansın ya da sonuçlanmasın en az bir gebelik oluşmuş ise sekonder (ikincil) sekonderinfertilite olarak adlandırılır.

Günümüzde infertil çiftlerin sayısı stresli yaşam koşulları, doğal olmayan beslenme, sigara alışkanlığı, geç yaşta evlenme, radyasyon gibi sebeplerle giderek artmaktadır.

Kadında ve erkekte kısırlık nedenleri nelerdir? Her ikisinde problem olmasa da kısırlık olabilir mi?

Kadına bağlı kısırlık nedenleri; ileri yaş, polikistikover sendromu, erken menopoz, tüplerde tıkanıklık, vaginismus, endometriozis, yumurta rezerv düşüklüğü olarak sayılabilir. Erkeklerde ise; sperm sayısını ve hızını azaltan varikosel gibi nedenler, kanser tedavisi, diyabet ayrıca hormonal problemler olarak sayılabilir.

İnfertilite nedenleri arasında kadına ya da erkeğe ait sebepler olabilmekle beraber bazen her ikisinde de önemli bir sorun olmadığı halde gebelik elde edilememektedir. Açıklanamayan infertilite olarak adlandırılan bu grup infertil çiftlerin %10-15’ini oluşturmaktadır.  Bu nedenle sağlıklıbir gebelik elde etmek için infertilite sorunu yaşayan çiftlerde altta yatan nedenin çok iyi tespit edilmesi son derece önem taşımaktadır. Sonrasında çiftler için en uygun kişisel tedavi yaklaşımıyla doğru tedavilerin uygulanabilmesi infertilite tedavisinde başarıyı artıran en önemli faktörler arasında yer almaktadır.

Kadınlarda en uygun gebe kalma yaşı kaçtır?

Bir kadının en iyi üreme yaşı 20’li yaşlarıdır. Doğurganlık 30’lu yaşlarda özellikle de 35 yaşından sonra giderek azalır. Gebe kalmaya çalıştığı her ay 30 yaşındaki bir kadının yüzde 20’sidir. 40’lı yaşlarda ise bu oran %5’in altına iner. Kadınlarda 30’lu yaşlardan sonra hamile kalma olasılıkları azalır ve düşük olma olasılığı da azalır. Çünkü yumurta sayısı azaldıkça yumurta kalitesi de düşer. Yumurta kalitesindeki önemli bir değişiklik de anoploidi’dir (yumurtada az sayıda kromozom bulunması). Böyle yumurtada döllenme olsa bile gebelik hiç gerçekleşmez ya da düşükle sonuçlanabilir.

Kadınlarda yumurta kapasitesi ölçülebilir mi?

Evet, yumurta kapasitesi basit bir kan testi ile ölçülebilir. Öncelikle adet kanamasının ilk günlerinde yaptığımız hormon testi ve AMH (yumurtalık rezervleri) ile bunu öğrenebiliriz.

İnfertil kadınlarda bu testi yaptığımız gibi özellikle anne erken menopoza girmişse, adet kanamaları düzensiz, siklusları çok kısa ya da arası çok uzun ise veya adet kanamaları çok azaldı ise kişi bekar dahi olsa AMH testi yapılmalıdır. Yumurtalık kapasitesi düşük kadınlarda yumurta dondurma işlemi yapılır ki, ileride gebe kalmak istediğinde dondurulmuş yumurtalar kullanılır.

Yumurta dondurma işlemi nasıl yapılır?

Ortalama 10-14 günlük süren ilaç tedavisi ile yumurtalıklar kontrollü bir şekilde uyarıldıktan sonra anestezi altında yumurta toplama işlemi yapılır. Dondurulan gonad hücreleri -196 derecede nitrojen içeren saklama tanklarında saklanır. Saklama süresi 1 yıldır. Her hastanın onayı ile 5 yıla kadar saklanabilir. 5 yıldan sonra ancak Sağlık Bakanlığı onayı gereklidir.

Kısırlık tedavisinde hangi yöntemler kullanılır?

Kullandığımız yöntemler öncelikle probleme dayalı olmalıdır. Bizim yaptığımız tedaviler öncelikle üremeye yardımcı tedavilerdir. Bunlardan ilki kadına verdiğimiz yumurtlama artırıcı tedaviler ile yumurtlamanın takip edilmesi ve uygun zamanda ilişkinin planlanması şeklindedir.

Bu arada erkeğe ait yapılan hormonal ya da bitkisel sperm artırıcı tedaviler de eklenebilir. Yaşantı ve yeme tarzını değiştirmek de önemlidir. Doğal beslenme, hormonlu gıdalardan uzak durma ve radyasyondan uzak durma önemlidir.

Eğer hastanız kiloluysa, diyabete yatkınlığı varsa insülin direnci ölçülmeli ve buna yönelik ilaç tedavisi verilmeli, uygun kiloya geldikten sonra tedavi başlanmalıdır. Sırf kilo vermek dahi özellikle polikistikover sendromlu hastalarda yumurta sayısını ve kalitesini artırır. Gebe kalma ihtimalini artırır.

Aşılama tedavisi kimlere yapılır?

  • Öncelikle sperm sayısı 10 milyonun üzerinde olmalıdır.
  • Kadınlarda yumurtalık kanalları açık olmalıdır.
  • Normal yumurtlama tedavisi ile başarılı olamadığımız hastalarda ikinci aşama olarak aşılama tedavisine geçeriz.
  • Spermde hız-hareket problemi ya da sayı azlığı varsa direkt aşılama tedavisi yapabiliriz. Aşılama tedavisinin de başarı oranı %20-30 civarındadır. Bu oran kadının yaşına, infertilite süresine, sperm sayısına ve yumurtalık rezervine göre değişmektedir.

Aşılama nasıl yapılır?

Tedavi kadında adetin ilk üç günü içinde başlanır. Yumurta artırıcı tedavi verilir. Yumurtalar belli büyüklüğe ulaştığında, kan değerlerine bakılır. Eğer uygunsa çatlatma iğnesi yapılır ve ilk 36 saat sonrasında erkekten alınan sperm yıkama işlemi işlemleri sonucu ayrılır, iyi ve hızlı olan spermler rahim kanalı içine verilir.

Mikroçip uygulaması nasıl yapılmaktadır?

Sağlıklı spermlerin seçilmesine yardımcı olacak sperm çipleri mikrokanalcıklardan oluşmaktadır. Bu mikrokanalcıkların içine özel olarak üretilen bir solüsyon ve ardından spermler bırakılır. Spermler doğal fizyolojiye benzer şekilde bu kanalcıklardan geçen yarım saat sonunda sağlıksız DNA hasarlı spermler bu kanallarda tıkanırken, sağlıklı ve DNA kırıkları daha az olan spermler mikro kanallardan geçerek kavisli bölümde toplanır. Bu spermlerle oluşan embriyonun kalitesi daha fazladır. Bu işlem gebelik oranlarını artırabilmekte ve düşük oranını azaltabilmektedir.

Tüp bebek nedir?

  • Dışarıdan verilen ilaçlarla birden fazla yumurtanın geliştirilmesi.
  • Ultrason ve hormon kontrolleri yapılması.
  • Yumurta folikülleri belli bir büyüklüğe ulaştığı zaman anestezi altında bu yumurtaların toplanması
  • Toplanan yumurtalanın laboratuvar ortamında birleştirilerek embriyo elde edilmesi.
  • Yeterli olgunluğa ulaşan embriyonun rahim içine transfer edilmesidir.

Tüp bebekte ya da aşılamada başarıyı artıracak extra tedaviler var mıdır?

PRP tedavisi, Türkçesi trombositten zenginleştirilmiş plazma olan PRP; kişinin kendi kanından elde edilen ve başka bir katkı maddesi içermeyen bir kan ürünüdür. Son zamanlarda plastik cerrahi, dermatoloji, ortopedi başta olmak üzere tıbbın her alanında kullanılmaya başlanan PRP, enjekte edildiği dokuda yenilenme ve iyileşme sağlamaktadır. Üreme tıbbında ve kısırlıkta kullanımı yenidir. Kadın infertilitesinde 2 şekilde kullanılır:

  1. Yumurta rezervi oluşmuş olan ya da verilen tedavilerle yeteri derecede yumurta elde edilemeyen hastalarda yumurtalıkları uyarmak amaçlı yapılan PRP’dir. Hastaya anestezi verilerek vajinal yolla yumurtalıklara PRP uygulaması yapılması yumurtalıkları uyarır ve var olan uykuda kalan küçük foliküllerin büyümesini artırır, yumurta kalitesini artırır.
  2. Annede uyguladığımız tedavilerde rahim kanalı yeterli kalınlığa ulaşmayan ya da yapılan aşılama-tüp bebek tedavilerine rağmen gebelik oluşmayan hastalarda PRP rahime enjekte edilir. Rahim kanalının gelişmesine, embriyonun tutunmasına yardımcı olur.

Başarısız tedavilerde başka seçenekler var mıdır?

Bir diğer yöntem de rahim kanalına histeroskopi aleti ile girilerek rahim kanalına çizik atma yöntemidir. Bu şekilde vücudumuzda herhangi bir yaralanma olduğundaki iyileştirici ve onarıcı faktörler o bölgeye toplanır. Rahme atılan çizik de o bölgede iyileşmeyi hızlandırır. Embriyonun tutunmasına yardımcı olur. Bu yöntem de tüp bebek tedavisinde başarısız olmuş ya da rahim içi kanalı yeteri kadar oluşmayan hastalarda kullanılır.

** Yukarıda anlatılan yöntemlerin tümü üreme tedavisinde kullanılan tedaviye ancak yardımcı yöntemlerdir. Hasta açısından hiçbir zararı olmamakla birlikte sağlayacağı fayda açısından uygulamalarda bize etkinlik, tedavi başarı oranında katkı sağlayacaktır. Unutulmamalıdır ki infertilite tedavisinde TEDAVİ KİŞİYE ÖZELDİR..

0 YORUMLAR

    Bu KONUYA henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...
YORUM YAZ